Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Diyabetik İkincil Hastalıkların Önlenmesi: Sağlıklı Yaşam Tarzı İle Riskleri Azaltın
Diyabet, gözlerin en minik kan damarlarına ve böylece retinaya hasar verebilen bir hastalıktır. Çoğu diyabetli hasta, bu değişiklikleri başlangıçta fark etmez. Ancak bu durum zaman içinde hafif görme problemlerinden körlüğe kadar ciddi sorunlara yol açabilir.
İçindekiler
Diyabet tarafından tetiklenen göz hastalıkları oldukça çeşitlidir: Retinanın küçük damarlarında (retinopati) ve makulada (makülopati) değişikliklerin yanı sıra, üst ve alt göz kapaklarındaki iltihap ve katarakt (lensin bulanıklaşması) da diyabetin yol açabileceği göz sorunları arasındadır. Makula, retinanın en net görmeyi sağlayan bölgesidir ve görme hücrelerini içerir. Diyabet, ayrıca göz içi basınç değişikliklerine ve tüm göz işlevlerine katkıda bulunan sinirlerin işlevlerini bozabilir. Bu basınç değişiklikleri “glokom”a sebep olabilir.
Diyabetik Göz Hastalığı Riski Nelerdir?
Diyabetli kişilerde diyabetik göz hastalığı riskini artıran en yaygın faktörler:
Diyabetik göz hastalığı, başlangıçta çoğu hastanın fark etmediği bir durumdur. Bu nedenle, diyabetli kişilerin risk faktörlerinin olmadığı durumlarda en az her 2 yılda bir, risk faktörlerinin varlığında ise her yıl bir kez göz doktoru tarafından muayene edilmeleri önerilir.
Alman Diyabet Derneği (DDG), tip 1 diyabet hastalarının 11 yaşından itibaren veya teşhisin konulmasından en fazla 5 yıl sonra gözlerini kontrol ettirmesini önermektedir. Tip 2 diyabet hastalarının ise teşhis konulduktan hemen sonra göz kontrollerini yaptırmaları gerekir.
Artan kan şekeri seviyeleri, yağ ve protein maddelerinin küçük ve en küçük damarların duvarlarında birikmesine neden olur. Bu birikim, damar duvarlarını hasarlar ve damarların iç kısmını daraltır, böylece kanın bu damarlar boyunca serbestçe akmasını engeller. Damarlar, kan akışını düzgün bir şekilde sağlamak için genişlemeye çalışırken, duvarları incelir ve daha kolay hasar görürler. Bu durum, retinanın çeşitli bölgelerine kan sızmasına neden olabilir, bu da retinada şişmeye ve hatta yırtılmalara neden olur. Bu durum, diyabetik retinopati olarak adlandırılır.
Diyabetik retinopatinin ilk aşamalarında, genellikle görüşte herhangi bir değişiklik yoktur veya değişiklikler çok hafiftir. Ancak hastalık ilerledikçe, hastalar genellikle bulanık veya değişen görme, uçan noktalar, görme alanındaki boşluklar, görme kaybı veya gece görüşünde problemler yaşarlar. Bunlar genellikle iki gözde de ortaya çıkar.