Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Tip 2 Diyabette Fiziksel Aktivite: Hareket Etmenin Önemi ve Yararları
Tip 2 diyabet tedavisinde yaşam tarzı değişiklikleri, beslenme düzenlemeleri ve fiziksel aktivite artışı herkes için yeterli olmayabilir. Metabolizma düzene girmekte zorlanırsa, genellikle kan şekerini düşüren tabletler kullanılır. Bu ilaçlar oral antidiyabetik ilaçlar olarak adlandırılır ve tablet formunda veya enjeksiyon yoluyla uygulanabilir (örneğin GLP-1 reseptör agonistleri).
Yüksek kan şeker seviyeleri uzun vadede kalp damar hastalıklarının ve böbrek, göz ve sinir hastalıkları gibi ikincil rahatsızlıkların riskini artırır. Ancak, tip 2 diyabetli kişiler genellikle yüksek tansiyon, artan kan lipidleri ve fazla kilo gibi başka risk faktörlerine sahiptir ve bu durumlar kişiye özel tedaviyi gerekli kılar.
İçindekiler
Bireysel terapi seçeneklerini hekiminizle görüşmekte fayda vardır. Ayrıca, tüm hastaların diyabet ilaçlarına eşit oranda yanıt vermediğini ve bazılarının belirli ilaçlara tahammül edemediğini unutmayın. Bu yüzden tedaviyi yapan doktorun, hasta ile birlikte tedavi hedeflerini belirlemesi ve tedavi seçeneklerini açıklaması çok önemlidir.
Tedavi hedeflerinin belirlenmesinde dikkate alınması gereken kriterler aşağıdaki gibi olabilir:
Hastanın bireysel risk profiline ve belirlenen tedavi hedeflerine göre iki olası tedavi stratejisi vardır:
Bu tedavi stratejileri, akut komplikasyonları önlemeyi ve ilaçların vücut ağırlığı üzerindeki etkilerini dikkate almayı da hedefler.
Akut diyabet komplikasyonları, kan şekeri seviyelerinin çok yüksek (hiperglisemi) veya çok düşük (hipoglisemi) olduğu durumları içerir. Hem çok yüksek hem de çok düşük kan şekeri seviyeleri tehlikeli olabilir ve hızlı tıbbi müdahale gerektirir. İlaçların seçiminde, bu tür durumları önlemek için hangi ilaçların kullanılacağı dikkatlice değerlendirilmelidir.
İlaçların vücut ağırlığı üzerindeki etkileri de önemlidir. Birçok antidiyabetik ilaç, özellikle insülin ve insülin salgılatıcılar, kilo alımına neden olabilir. Bu, zaten kilolu olan bir kişi için istenmeyen bir yan etki olabilir. Bazı ilaçlar ise (örneğin, GLP-1 reseptör agonistleri ve SGLT-2 inhibitörleri) genellikle kilo kaybına yardımcı olur. İlaçların bu etkileri, bir tedavi planı oluşturulurken ve kişinin özel ihtiyaçları ve hedefleri göz önünde bulundurulurken dikkate alınmalıdır.
Metformin, tip 2 diyabet tedavisinde genellikle ilk seçenek olarak kullanılır. İlaç, karaciğerin glikoz üretimini azaltır ve insülin duyarlılığını artırır. Metformin genellikle kilo almayı tetiklemez ve bazı durumlarda hafif kilo kaybına neden olabilir.
Sulfonylüreler, pankreastan daha fazla insülin salgılanmasını sağlar. Ancak, bu ilaçların kullanımı genellikle kilo alımına ve düşük kan şekeri seviyelerine (hipoglisemi) neden olabilir.
DPP-4 inhibitörleri, kan şekeri seviyesini düşürmek için GLP-1 gibi inkretin hormonlarının etkisini artırır. Bu ilaçlar genellikle kilo almayı tetiklemez.