Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Tip 2 Diyabet: Anlayış, Belirtiler ve Önleyici Stratejiler
İçindekiler
Tip 2 diyabet genellikle uzun bir zaman dilimi içinde ve çoğu zaman kişi herhangi bir rahatsızlık hissetmeden gelişir. Bilim dünyası, bu hastalığa neden olan etmenler üzerine kapsamlı bir araştırma yürütmektedir. Ailevi geçişli risk faktörlerine ek olarak, fazla kilo, hareketsiz yaşam ve sağlıksız yaşam tarzı bu durumun oluşmasında önemli rol oynar.
Tip 2 diyabetin oluşumunu tetikleyen bir dizi faktör bulunmaktadır:
Tip 2 diyabette, insülin vücut hücrelerine karşı etkisini kaybeder. Bu durumda, Langerhans adacıklarındaki beta hücrelerinde üretilen ve insan vücudu için hayati öneme sahip olan insülin, düzgün işleyemez hale gelir.
Gıda alımından sonra insülin, şekerin (glukoz) organlara ulaşabilmesi için kana salınır. Bu organlar karaciğer, kaslar veya yağ dokusu olabilir. Bu şekil de, vücut hücreleri için hayati enerji sağlanmış olur.
Tip 2 diyabette, insülinin işleyişinde iki süreç bozulur:
Tip 2 diyabet, genellikle sinsice gelişir. İnsanlar genellikle hastalığın ön aşaması olan prediyabet dönemini fark etmezler. Prediyabet durumunda kişinin kan şekeri seviyesi yükselir ancak henüz diyabet tanısı konulabilecek kadar yüksek değildir. Ancak, prediyabetli kişilerin tip 2 diyabet geliştirme riski oldukça yüksektir. Yeterli hareket ve kilo kontrolü ile bu durum engellenebilir.
Tip 2 diyabet veya prediyabet durumlarından çok önce genellikle insülin direnci problemi yaşanır. İnsülin direncinde vücut hücreleri – özellikle kaslar, karaciğer ve yağ dokusu – insülin hormonuna yeterince yanıt veremez. Bu durumda, insülin şekeri kandan vücut hücrelerine etkili bir şekilde taşıyamaz.
İnsülin direnci ile kan şekeri seviyelerinin yükselmesi arasında genellikle birkaç yıl hatta on yıllarca süren bir zaman olur. Bu süre zarfında, şeker metabolizması konusunda belirli işlevlerde çok hafif değişiklikler yaşanır.
İnsülin direnci, tip 2 diyabet riskinin yanı sıra yüksek tansiyon, kardiyovasküler hastalıklar, yağ metabolizması bozuklukları ve fazla kilo riskini de artırır. Bu durumlar bir arada olduğunda, uzmanlar buna “metabolik sendrom” demektedir.
İnsülin direncinin oluşmasında ailede kalıtsal yatkınlığın olduğu düşünülmektedir. Ancak, belirli yaşam tarzı alışkanlıkları da bu durumu etkileyebilir. Önemli risk faktörleri arasında hareketsiz yaşam tarzı, yanlış beslenme ve fazla kilo bulunur.
Şişmanlık ve hareketsiz yaşam tarzının insülin direncini nasıl artırdığı konusu tam olarak aydınlatılamamıştır. Yapılan araştırmalara göre, insülin direnci olan kişilerde özellikle karın bölgesindeki yağ hücreleri, diğer kişilere göre daha farklı çalışmaktadır.
[…] Tip 2 diyabet, genellikle belirti vermeden ve uzun bir süre içinde gelişen bir sağlık sorunudur. Bilim insanları, bu hastalığın nasıl ve neden oluştuğuna dair yoğun bir araştırma içerisindedirler. Genetik yatkınlığın yanı sıra, fazla kilo, hareketsizlik ve sağlıksız yaşam tarzının bu duruma yol açtığı bilinmektedir. […]